Kur’an-ı Kerim’de ve Hadis-i Şeriflerde Su
Prof. Dr. Zafer Ayvaz
Malezya’da mühendislik alanında Lisans ve Yüksek Lisans derecesine ve bir de MBA derecesine sahip olan Dr. Kulsanofer Syed Thajudeen, doktora tezi için bir konu ararken, Kuran’da onu gerçekten ürperten bir ayetle karşılaştı. Bu, Allah (CC)’ın “Eğer tüm suyunuz yerin derinliklerine gömülse, yerine size akan suyu kim verebilir?” diye düşünmemizi istediği Mülk suresinin son ayetiydi. Aklı, Allah Teala’nın neden bu soruyu sorduğu sorusuyla meşguldü. Dünya sudan arındırılabilir miydi? Merakı arttıkça okumaya başladı ve okudukça daha da endişelendi. Dünya yüzeyinin dörtte üçü suyla kaplı olmasına rağmen, tüm insanlar, hayvanlar ve bitkiler tarafından bunun yalnızca %1’den azı kullanılabilir tatlı su halindedir. Daha da önemlisi, içilebilir su, uzun süreli kuraklık sebebiyle dünyanın birçok yerinde nehirlerin kurumasından dolayı azalmaktadır. İşte bunları anladığında, tehdidin gerçek olduğunu ve Rabbimizin bizi uyardığını fark etti ve bu yüzden, konu olarak suyu seçti. islamicity.org sitesinde yayınlanan makalesinde (1) Kuran’da bulunan su hakkındaki ayetleri sınıflandırdı.
Su, Kur’an’da ماء mā’ şeklinde 63 kez geçmektedir. Kur’an’da, su farklı özelliklerine göre sınıflandırılmıştır. Gökten yağmur şeklinde indirilen arıtılmış su, tatlı kaynak suyu, tuzlu ve acı deniz suyu olarak (35:12), ayrıca kayalardan akan sudan bahsedilir (2:74). Tatlı su ile tuzlu su arasındaki engelden bahseden ayetler vardır (55:19), (27:61), (25:53). Diğer ayetlerde de farklı temalar vardır.
- Canlıların Yapı Taşı Olarak Su: El-Halik (الخالق( ismine işaret eder
Allah (CC), suyun tüm canlıların yapı taşı olduğunu bildirir (24:45), (21:30), (22:5). Yetişkin bir insanın %60’ının sudan oluşması ve insanın susuz sadece üç ila dört gün yaşayabilmesi şaşırtıcı değildir. Su, bizim varoluşumuz için olmazsa olmaz bir sıvıdır Kur’an insanın yaradılışını açıklarken, onun başlangıcının hakir bir sıvıdan olduğunu hatırlamasını ister (32:8), (77:20), (86:6). Unutmaya ve gurura meyilli olan insan için bu ciddi bir ikazdır.
- Bir Rızık Olarak Yağmur: Er-Rezzak (الرزاق(ismine işaret eder
Rızıklandırma, Kur’an’da sık sık tekrarlanan ana temalardan biridir. Yağmurun insanlık için bir rahmet ve bir rızık olduğu bildirilmektedir. Allah (CC), yağmuru yaratanın ve çorak toprağı bitkilerin yetişmesine müsait hale getirip verimli kılanın kendisi olduğunu vurgular (2:22), (6:99),(20:53). (22:63),(27:60), (28:23). Yağmurun içme suyu olarak kullanılması ve hayvanlar için güzel yeşil otlaklar sağlamak üzere yağması O’nun rahmetiyledir (16:10). Allah Teala ayrıca rüzgârları rahmetinin önünden müjdeci olarak gönderdiğini ve ölü diyarlara hayat, yarattığı nice hayvanlara ve insanlara su vermek için gökten tertemiz suyu indirdiğini bildirir (25:48,49). Dağlardan gelen tatlı ve içimi kolay suları veren de O’dur(77:27). Allah Teala insanın yağmur üzerinde hiçbir kontrolü olmadığını Kur’an’da açıkça belirtir ve onu ortadan kaldırabileceği konusunda uyarıda bulunur (23:18), (15:22). Kendisinden başka birinin su getirip getiremeyeceğini sorgular ve nankörlüğü yüzünden insanı cezalandırır, çünkü yağmuru acı yapabilirdi.
Allah’ın (CC) insanlığa olan merhametini bildiren bu ayetler karşısında, O’nun nimetlerini ne kadar hafife aldığımızı düşünmemiz gerekir. Rüzgarların, yağmurun, dağlardaki su kaynaklarının, bahçelerin, yeşil otlakların, meyvelerin ve tahılların Kur’an’daki ayrıntılı açıklamaları, bunlar için şükretmemiz gerektiğini bizlere tekrar tekrar hatırlatıyor.
- Yaşam Kaynağı Olarak Su: El-Muhyi (المحيى(ismine işaret eder
Allah (CC), insana her zaman düşünmesi ve yaratılışta Yaratıcının Yüceliğini görmesi için ikazlarda bulunur. Kur’an-ı Kerim’in birçok ayetinde gökyüzünden gelen yağmurun ölü bir toprağa nasıl hayat verdiği ve bunun insanın tefekkür etmesi için bir işaret olduğunu ifade edilir (2:164), (16:65), (30:24),(31:10), (35:27), (39:21), (41:39), (43:11). Kuraklık döneminde Afrika Savanındaki kurak toprak ölüm sessizliğindedir; ancak yağmur yağdığında, bitki örtüsü belirdiğinde ve yaban hayvanları susuzluklarını gidermek için sulak alanların etrafında toplandığında, bölge hayatla dolar. Bu olguya tanık olduğumuzda Yüce Yaratıcıyı düşünmez miyiz? Ayrıca, aynı yağmurla sulanan ekinlerin, üzüm bağlarının, hurma ağaçlarının aynı bölgede farklı şekillerde meyveler üretmesinin nedenini insanın merak edip etmediği sorulur (13:4), (2:164), (24:43). Bütün su toprağın altında kaybolursa, bize akan suyu kimin sağlayacağını düşünmemizi istenir (67:30). Bu sorular üzerinde düşünürsek, insanın çaresizliğini ve Yaratıcının insanın nankörlüğüne rağmen bize her zaman gösterdiği merhameti fark ederiz.
- Bir Benzetme Aracı Olarak Su: Er-Raşid (الرشيد(ismine işaret eder
Allah (CC), Kur’an’da suyu kullanarak benzetmeler yapar. Bu dünyadaki yaşamı bir bitkinin yaşam döngüsüne benzetir. Yağmur, ölü ve çorak bir toprağa düşer, bitkileri canlandırır, daha sonra kurur ve varlığından hiçbir iz kalmaz (10:24) (18:45). Aynı şekilde, biz de topraktan yaratıldık ve tekrar ona döneceğiz. Bu dünyanın tüm ihtişamı ve zenginliği, iz bırakmadan kaybolacak geçici bir varoluşa halindedir. Allah Teala kendisinden başkasına tapanları, elini suya doğru uzatan ve ağzına düşmesi için çağırarak boşuna bir eylem yapan bir adama benzetir (13:4). Kâfirlerin yaptıklarını bir serap gibi anlatır, susayan kişi ona koşar, ancak bâtıl yüzünden hayal kırıklığına uğrar ve O’nun gazabıyla karşı karşıya kalır (24:39). Hakikati bâtıldan farkı, su üzerindeki köpüğe benzetilir. Bâtıl köpük gibi dağılır, sadece insana fayda sağlayan su kalır. Çünkü hak her zaman doğruluk testinden geçer (13:17).
- Ceza Olarak Su: El-Hasib (الحسيب(ismine işaret eder
Su, bir rızık olarak bir nimet ve rahmet olduğu gibi, aynı zamanda yıkıcı bir yanı da vardır. Allah (CC), suyu Cehennem ‘de bir ceza türü olarak istihdam eder. Cehennemin yürek parçalayıcı sahneleri, inkâr eden insanın kendini bekleyen sondan korkmasını sağlamak amacıyla büyük ayrıntılarla anlatılır. Başlarının üzerine kaynar su dökülür, kaynar irinli su içecek olarak verilir hem alevler hem de kaynar su cehennem sakinlerini beklemektedir(6:70), (18:29), (22:19), (37:67), (40:72), (44:46), (44:48), (55:44), (56:42), (56:93), (78:25).Cehennemde ateş ehli olarak adlandırılan kişiler, cennet ehlinden su isterler, çünkü onlar sudan mahrum kalacaklar. Eğer yeryüzünde suya nimet olarak bakılmazsa, o cehennemde en değerli şey haline gelir.
Hz. Nuh’un (AS) yaşamında büyük tufan, onun kabilesine gönderilen bir felaketti. Bu su felaketinden Allah’ın (CC) dilediği dışında kimse kurtulamaz (11:43) (11:44), (54:12). İki bahçenin sahiplerinin kıssasında, kendini beğenmiş olan sahip her şeyini kaybeder (18:41). Hz. Musa (AS) ve ona inananlar denizin mucizevi biçimde açılmasıyla kurtulurlarken, onları takip eden Firavun ve ordusu bu suda helak olmuşlardır (21:77), (28:40). Bu kıssalar insanın felaketler karşısında çaresizliğini gösterir, ancak o buna rağmen kibrinden vazgeçmez.
- Ödül Olarak Su: Eş-Şekûr (الشكور(ismine işaret eder
Allah (CC) bahçeler ve akarsularla dolu bir cenneti vaat eder. Su burada bir ödül olarak verilmektedir (54:12),(55:50), (55:66), (56:18). Cehennem Kur’an’da ayrıntılı olarak anlatılırken, Allah (CC) Cennetin güzelliğini ve içinde akan su, süt, şarap ve bal içeren nehirleri bir mükafat olarak tasvir eder. Su, tıpkı Cehennem ‘de olduğu gibi Cennet’te de önemli bir özelliktir. Dünya hayatında Büyük Roma villaları, Versay ve Elhamra gibi diğer saraylar, çeşme, havuz ve su şelaleleri gibi zarif su yapılarına sahip geniş, güzel ve bakımlı bahçelere sahiptirler. İnsan başından beri yeryüzünde Cennet gibi mekanlar oluşturmaya çalışmaktadır.
- Temizlik Aracı Olarak Su: El-Kuddüs (القدوس(ismine işaret eder
Temizlik İslam’ın önemli bir yönüdür. Kur’an hem dışsal hem de içsel arınmadan bahseder. Namazdan önce insanın suyla abdest alarak kendisini arındırması istenir.
Arınma, tuvaletten ve cinsel ilişkiden sonra temizlenmemiz gerektiği istendiği için İslam’da derinden yerleşmiştir. Su bulunmasa bile, arınma yine de toprak (teyemmüm) kullanılarak yapılmalıdır (4:43), (5:6). Peygamber Efendimiz (SAS), bu temizleme ritüellerinin nasıl yapılacağını bizzat öğretmiştir.
Su ile alakalı ayetler bunlarla sınırlı değildir. Toplamda 109 ayette sulardan bahsedilir. Hz. Yusuf’un atıldığı su kuyusundan çıkarılması (12:19), Mısır’da vezir iken kardeşi Bünyamin’i yanında tutmak amacıyla onun çuvalına su kabı koydurması (12:70,75), Allah’ın Hz. Salih’e (AS) mûcize olarak verdiği dişi devenin su içme hakkı günü (26:155), (91:13), denizin hizmetimize verilerek oradan balıkların ikram edilmesi, takınıp kuşanılacak zinet eşyalarının çıkarılması ve suları yara yara gemilerin yüzdürülmesi (16:14), (35:45), doğum sancısı çeken Hz. Meryem’e Hz. Cebrail’in “Sakın üzülme! Rabbin senin alt yanında bir su arkı meydana getirdi.” diye seslenmesi (19:24)
Hz. Meryem’in ve oğlunun barınmaya elverişli ve akar suyu olan bir tepede yerleştirilmesi (23:50) de su temalı ayetler kapsamındadır.
Hadis-i Şeriflerde Su
Varlığımız ve hayatımız için çok önemli olan suyun, Kur’an-ı Kerimde çok çeşitli faydalarına işaret edilerek bu kadar fazla ayette zikredilmesi, bu nimete ne kadar çok şükretmemiz gerektiğine, onu kirlilik ve israftan korumamızın gerekliliğine vurgu yapmaktadır. Nitekim Peygamber Efendimiz de (sav) akarsu kenarında abdest alırken dahi suyun israf edilmemesini istemiş, su kaynaklarının korunması için birçok önlemler vazetmiştir.
Onun (sav) suyla ilgili bazı hadis-i şerifleri şöyledir:
- Müslümanlar üç şeyde ortaktır: Ot, su ve ateş (2).
- Üç kişi vardır ki, Yüce Allah, kıyamet gününde onlarla konuşmaz, onlara bakmaz ve onları arındırmaz. Onlar için acı bir azap vardır. Bunlardan biri, açık arazide fazla suyu olup da onu yolcuya vermeyen kimsedir (3)
- Hz. Peygamber, su kaynaklarına,nehir kenarlarına, büyük abdest bozmayı; akan ve durgun sulara küçük abdest bozmayı kesin bir dille yasaklamıştır (4).
- Peygamber Efendimiz (sav), suyu Müslümanlara yüksek bir fiyata satan bir Yahudi’den Rûme kuyusunun satın alınmasıyla ilgili olarak; “Rûme Kuyusu’nu kim satın alırsa, cennette de onun benzer bir kuyusu olacaktır” buyurmuştur. Bu tavsiye üzerine Hz. Osman, adı geçen kuyuyu satın alıp Müslümanlara vakfetmiş ve Hz. Peygamber’in “Osman (ra)’ın bu hayrı ne güzel hayırdır!” şeklindeki taltifine mazhar olmuştur (5).
- Suyu, engellenmesi haram olan şeyler arasında addeden Hz. Peygamber (6), diğer bir hadisinde, “Kim suyun fazlasını esirgerse, kıyamet gününde Allah da o kimseden rahmetinin fazlasını engeller” buyurmuştur (7).
- Peygamber Efendimiz (sav), suyun -ibadet için bile olsa- boşa harcanmaması gerektiğine dikkat çekmiştir (8).
- Peygamber Efendimiz (sav), ihtiyaç fazlası suyun satılmasını yasaklamıştır (9).
Kaynaklar
-
- https://www.islamicity.org/22446/verses-about-water-in-quran/
- Abdullah b. Muhammed b. Ebî Şeybe İbrahim İbn Osman Ebî Bekir el-Kufî, Kitâbu’l- Musannef fi’l-Ehâdisi ve’l- Âsâr, tahk. Kemal Yusuf el-Hût, (Riyad: el-Mektebetu’r- Ruşd, 1409), c. V, s. 7; Ebû Davud Süleyman b. el-Eş’as es-Sicistânî, Sünen, (İstanbul: Çağrı Yayınları, 1992), Buyû’, 60; Ebû Abdillah Muhammed b. Yezîd b. Mâce el-Kazvînî, Sünen, (İstanbul: Çağrı Yayınları, 1992), Ruhûn, 16; Ahmed b. Muhammed b. Hanbel, el-Müsned, (İstanbul: Çağrı Yayınları, 1992), c. V, s. 364.
- Ebû Abdillah Muhammed b. İsmail el-Buhârî, el-Câmi’u’s-Sahîh, (İstanbul: Çağrı Yayınları, 1992), Musâkât 5; Ayrıca şu kaynaklara da bkz. Ebu Dâvud, Libâs, 25; Ebû Abdurrahman Ahmed b. Şuayb en-Nesaî, Sünen, (İstanbul: Çağrı Yayınları, 1992), Zekât, 69; Buyû’, 5; İbn Mâce. Ticârât 30; Cihad 42.
- Ebû Davud. Tahâret, 14; İbn Mâce. Tahâret, 21. Ebu’l-Kasım Süleyman b. Ahmed b. Eyyûb et-Taberânî, el-Mu’cemu’l-Evsât, tahk. Abdulmuhsin b. İbrahim el-Huseynî, (Kahire: Dâru’l-Harameyn, 1415), c. III, s. 36. et-Taberânî, el-Mu’cemu’l-Evsât, c. II, s. 208. Ebu’l-Huseyn Müslim b. Haccac el-Kuşeyrî, Sahîhu Müslim, (İstanbul: Çağrı Yayınları, 1992), Tahâret, 94–96; Ebû İsa Muhammed b. İsa et-Tirmizî, Sünen, (İstanbul: Çağrı Yayınları, 1992), Tahâret, 51; İbn Mâce, Tahâret, 25; İbn Hanbel, c. II, s. 288, 532; c. III, s. 341, 350.
- El-Buhârî, Şürb, 1; Vesâyâ, 33; et-Tirmizî, Menâkıb, 18.
- Ebû Davud, Buyû’, 60
- Ebû Bekir Abdurrazzâk b. Hemmâm es-San’ânî, el-Musannef, tahk. Habîburrahman el- A’zamî, (Beyrut: Mektebetu’l-İslâmî, 1403/1983), c. VIII, s. 105; İbn Hanbel, c. II, s. 179.
- İbn Mâce, Tahâret, 48; İbn Hanbel, c. II, s. 221.
- Ebû Davud, Buyû’, 61; et-Tirmizî, Buyû’, 44.